Bu dizi yayınlanmaya başladıktan sonra üzerinde çok tartışma ortaya çıktı. Bazıları bu dizinin daha çok hatalı bir saray haremini ortaya çıkardığından dolayı Osmanlı hanedanını rencide ettiğini iddia etti, diğerleri ise dizinin oldukça gerçekçi olduğunu, bunun bir dizi bir kurgu olduğunu dolayısıyla bir diziye göre oldukça gerçekçi olduğunu iddia etti, diğer tarafı ise sansürcülükle suçladı.. Dizide Kanuni babası öldükten hemen sonra harem maceralarına başlayan biri olarak tanımlanmakta. Dizinin içerik ve etik olarak ne kadar doğru olduğu bir yana temelde bu dizi Osmanlı sarayı hakkında yanlış bir intiba uyandırmaktadır.
Bu yazıda biz, "neden birileri kendini böyle bir dizi hazırlamak zorunda hisseder" sorusunu cevaplandırmaya uğraşacağız.
Osmanlı hanedanı üyeleri çocukluktan itibaren bütün çabaları devleti yüceltmek ve ayakta tutmak olacak şekilde bir eğitim aldılar. Bazıları bu düstüra çok bağlı kaldı bazıları ise az ama tamamı dikkate aldı. Osmanlı hanedanın üyelerinin özellikle padişah ve şahzadelerin evlenmelerinin çoğunluğu sosyo politiktir. Temel olarak aşağıdaki konular dikkate alınmıştır.
1- Osmanlı hanedani üyeleri evlenmelerini ve harem hayatını imparatorluğun sınırları içindeki milletlerin devlete bağlılığını artırmak için kullandılar. Yani çoğunlukla yeni ele geçirilen bölgelerden veya düşman ile ihtilaf olan sınır olan bölgelerden kız alınmıştır. Ki bu bölgelerin başkentte bir temsil gücü oluşsun, kendilerini imparatorluğa bağlı hissetsinler Dolayısyla genişleme döneminde balkanlardan, daha sonra Romanya ve Ukraynadan daha sonra Kafkaslardan kız alınmasının nedeni budur.
2- Bir başka hanedan ailesi oluşturmamak için çoğunlukla Türklerden kız alınmamıştır.
Bu karar, yeniçeri isyanlarının ortaya çıkmasından sonra ortaya çıkmıştır. Çünkü yeniçeriler eğer önlerinde başka seçenek kalmamış ise diğer ailelere bakıyorlardı. Mesela bir isyanda padişahla görüşmeye giden yeniçeriler alternatif olarak Kırım hanını veya Mevlananın soyundan gelen birini padişah yapmayı konuşmuşlardır.
3- Sarayın içinde imparatorluğu oluşturan tüm milletlerin dillerinin konuşulmasına özen gösterilmiştir. Bunu sağlamanın yolu enderun ve cariye sistemidir. Böylelikle Padişah bir kadın ile evlensede cariye adı altında sarayda bir çok milletden (özellikle müslüman olmayan) kadın bulundurularak diğer milletlerin saraya bağlılığı sağlanmıştır.
Osmanlı sarayında padişahlar İslam dininin kurallarına bağlı olarak yaşadılar. Bu onların günah işlemediği manasına gelmez. Ama aleni günah işlemedikleri veya günahlarının reklamını yapmadıkları manasına gelir. Osmanlı padişahları hiçbir kadınla evlenmeden beraber olmadılar. Zaten islam dininin kuralları evlenme ve boşanmayı kolaylaştırmış iken böyle birşey yapmaları akla aykırıdır. İslam dininde zina büyük günahtır. Evlenme ve boşanma ise çok kolaydır. Aslında bu iddiada bulunanlar hanedan üyelerinin nesebine laf söylemeye çalışıyorlar ya neyse. Bilmeyenler için kısa bir özet verelim, İslamda aynı anda dört kadınla evlenmek caizdir. İki şahidin huzurunda kadın ve erkek evlenmeyi kabul ederlerse evlenmiş olurlar. Erkek evlenirken ayrılma durumunda verilmesi gereken miktar altını ödedikten sonra istediği zaman karısını üç kere boş ol diyerek boşayabilir. Ama ne zaman ayrılacağını bilerek süreli nikah yapılması caiz değildir.
Aslında bu dizi Osmanlı harem sisteminin ne derece başarılı olduğunu göstermektedir. Türkler ve müslümanlar için hanedan devleti temsil etmek için yeterlidir. Bundan dolayı Türkler ve müslümanlar Osmanlı hanedanına saygı duyarlar. Ancak Türk veya müslüman olmayanlar için Osmanlı imparatorluğu içinde kendilerinde aidiet uyandıran şey harem içindeki Türk olmayan cariyeler ve padişah eşleridir. Örneğin Roksana, Hürrem sultan gibi. Bundan dolayı bazıları sürekli olarak Hürrem sultanı öne çıkarmaya çalışıyor. Bu dizide bu çalışmalardan biri.
Biz Türkler olarak bu bağlılığa saygı göstermek zorundayız.
Deli Reis.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder